Yaygın Kaygı Bozukluğu

Bu konuya endişe ve kaygı arasındaki ayrımı konuşarak başlamanın faydalı olacağını düşünüyorum. Endişe, gelecekteki muhtemel olumsuz sonuçlar meydana gelmesini beklemek ve hazırlanmakla ilgili zihinsel ve bilişsel bir süreçtir. Öngörülemez, yeni ve belirsiz durumlar endişeyi tetikler. Endişe aslında normal ve herkesin dönem dönem yaşayabileceği bir durumdur ancak hayat işleyişimizi engellediği noktada sorun oluşturmaya başlar. Kaygı ise, bedende meydana gelir. Kişinin kendini tehdit ve tehlike altında hissettiği ve fiziksel olarak da bunu deneyimlediği bir süreçtir. Mide bulantısı, bağırsak sorunları gibi farklı belirtilerle kendini gösterir. Bedenin kendini koruması için gerekli bir hayatta kalma sistemidir ancak kaygı bozukluklarında bu sistem açık kalmış bir düğmeye benzer. Bu durum ise uzun vadede sürdürülmesi zor ve yorucu bir hale gelir.

Belirtilerine baktığımızda; aşırı ve kontrol edilemez endişe, uyku sorunları, yorgunluk, huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik,kas gerginliği gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Tedavi sürecinde endişeye karşı bakış açısı, olumlu/olumsuz inançlar, bunlarla ilgili kanıtlar incelenir, bilişsel süreçlerimizde duygu-davranış-biliş üçgeni analiz edilir, sistematik ve basamaklı eylem planları hazırlanır ve bunlara ekleyebileceğimiz terapötik yöntemlerle ilerlenir.

Yaygın anksiyete bozukluğu ve çatısı altındaki diğer konularda Bilişsel Davranışçı Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi ve Psikodinamik Terapinin etkinliği çalışmalarda kanıtlanmıştır.